رَّبَّنَا إِنَّنَا سَمِعْنَا مُنَادِيًا يُنَادِي لِلإِيمَانِ أَنْ آمِنُواْ بِرَبِّكُمْ فَآمَنَّا رَبَّنَا فَاغْفِرْ لَنَا ذُنُوبَنَا وَكَفِّرْ عَنَّا سَيِّئَاتِنَا وَتَوَفَّنَا مَعَ الأبْرَارِ
Rabbenâ innenâ semi’nâ munâdiyen yunâdî lil îmâni en âminû bi rabbikum fe âmennâ, rabbenâ fagfir lenâ zunûbenâ ve keffir annâ seyyiâtinâ ve teveffenâ meal ebrâr(ebrâri).
1. | rabbe-nâ | : Rabbimiz |
2. | inne-nâ | : muhakkak ki biz |
3. | semi'nâ | : işittik |
4. | munâdiyen | : nida eden, davetçi |
5. | yunâdî | : davet ediyor |
6. | li el îmâni | : îmâna |
7. | en âminû | : âmenû olmak, îmân etmek |
8. | bi rabbi-kum | : Rabbinize |
9. | fe âmennâ | : o zaman, böylece biz âmenû olduk îmân ettik |
10. | rabbe-nâ | : Rabbimiz |
11. | fe agfir lenâ | : o halde, artık bizi mağfiret et |
12. | zunûbe-nâ | : günahlarımız |
13. | ve keffir annâ | : ve bizden ört |
14. | seyyiâti-nâ | : günahlarımızı |
15. | ve teveffe-nâ | : ve bizi vefat ettir, öldür |
16. | mea el ebrâri | : ebrar olan (Allah'a ulaşan ve veli olan cennetlik) kullarınla beraber |
"Rabbena! Biz, imana çağıran ve "Rabbinize inanın!" diye tevhide dâvet eden bir zatı duyduk ve icabet ettik. Artık Sen bizi affet, kusurlarımızı bağışla ve iyilerle birlikte bizim canımızı al."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder