10 Aralık 2015 Perşembe

Zikir Sesi

Ubeydullah Ahrâr hazretleri [kuddise sırruhû] buyurdular ki: “Abdülhâlik-ı Gucdüvânî hazretleri ve bağlıları çarşı ve pazarda gezerken, halkın ve satıcıların gürültü ve şamataları kulaklarına zikir gelirmiş. Zikirden başka bir şey işitmezlermiş. Başlangıç demlerinde zikir bana da öyle hâkim olmuştu ki rüzgârın seslerini ve iniltilerini hep zikir diye işitirdim.

Bir gün zenginlerden biri bir düğün yaptı. Bir arkadaşın ricasıyla düğün yerine yakın bir noktaya gitmiştim. Bütün düğün halkının bağırıp çağırmaları ve çalgı sesleri bana zikir gibi geldi. Başka bir şey duymuyor, işitmiyordum. O zamanlar on sekiz yaşlarındaydım.”

Ve yine buyuruyorlar: “Sizden hanginizdir ki yirmi kere, belki daha fazla tasarruf edildiği
halde ve nisbet sahibi kılındığı halde her dışarı çıkışında onu kaybetmemiş olsun? Size verilen veriliyor, lâkin siz onu muhafaza edemiyorsunuz. Eline bir nur teslim edilen insan icap eder ki onu en aziz varlığı bilsin,fâni varlığını tasfiye etsin, karanlıkları yensin ve ışığa çıksın.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder