رَبَّنَا وَابْعَثْ فِيهِمْ رَسُولاً مِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ
وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ إِنَّكَ أَنتَ العَزِيزُ الحَكِيمُ
Rabbenâ veb’as fîhim resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtike ve yuallimuhumul kitâbe velhikmete ve yuzekkîhim inneke entel azîzul hakîm.
Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara âyetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.
Ben İbrahimin duâsı ve Hz. İsa'nın muştusuyum
Bir gün ashabdan biri Allah Râsûlüne: Ya Resûlallah biraz kendinizden bahseder misiniz? der. Cevabının bir kısmında, Allah Resûlü şöyle buyurur: Ene davetü İbrahîme ve büşrâ Îsâ/Ben İbrahim'in duâsı ve Hz. İsa'nın muştusuyum. (Kenzül- Ummal, 11/384)
Kurân-ı Kerîm iki ayrı âyetiyle bu hususa temas eder.
1) Hz. İbrahim (as) şöyle duâ etmiştir:
Rabbimiz! Onlara kendi içlerinden, Senin âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi gönder. Yegane Azîz ve Hakîm Sensin. (Bakara, 2/129)
2) Hz. İsanın (as) müjdesi:
Hatırla ki, Meryem oğlu İsa, Ey İsrailoğulları! Ben size Allahın benden evvelki Tevratı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak (geldim) demişti. Fakat o, kendilerine apaçık deliller getirince Bu, âşikâr bir büyüdür dediler. (Saf, 61/6)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder