رَبَّنَا لاَ تُزِغْ قُلُوبَنَا بَعْدَ إِذْ هَدَيْتَنَا وَهَبْ لَنَا مِن لَّدُنكَ رَحْمَةً إِنَّكَ أَنتَ الْوَهَّابُ
Rabbenâ lâ tuziğ kulûbenâ ba’de iz hedeytenâ veheb lenâ min ledunke rahmeh(rahmeten), inneke entel vehhâb(vehhâbu).
1. | rabbe-nâ | : Rabbimiz |
2. | lâ tuzig | : saptırma, kaydırma |
3. | kulûbe-nâ | : kalplerimizi |
4. | ba'de | : sonra |
5. | iz hedeyte-nâ | : bizi hidayete erdirdiğin zaman |
6. | veheb lenâ | : bize vehbi olarak ihsan et, bağışla |
7. | min ledun-ke | : senin katından |
8. | rahmeten | : rahmet |
9. | inne-ke | : muhakkak ki sen |
10. | ente | : sen |
11. | el vehhâbu | : ihsan eden, bağışlayan, hak kazanmadan veren, karşılıksız veren |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder