Hendek
muharebesinde şartlar çok şiddetliydi. Hendek kazılırken
İnsanlığın İftihar Tablosu Efendimiz ashabıyla beraber
çalışıyor; hatta onların kuvve-i mâneviyelerini takviye için
اَللّٰهُمَّ
لاَ عَيْشَ إِلاَّ عَيْشُ اْلآخِرَةِ
فَاغْفِرْ لِلْأَنْصَارِ وَالْمُهَاجِرَةِ
“Allahım,
ahiret hayatından başka hayat yok. Sen ensar ve muhacirîne
mağfiret eyle.” duasını
tekrar tekrar seslendiriyor ve sahabe O’nun bu sözleriyle coşuyor:
اَللّٰهُمَّ
لَوْلاَ أَنْتَ مَا اهْتَدَيْنَا
وَلاَ تَصَدَّقْـنَا وَلاَ صَلَّيْنَا
فَأَنْزِلَنْ
سَكِينَةً عَلَيْنَا وَثَبِّتِ
اْلأَقْدَامَ إِنْ لاَقَيْنَا
“Allahım,
Sen nasip etmeseydin biz hidayete eremezdik, namaz kılamaz, zekât
veremezdik. Sen üzerimize sekîneni indir ve düşmanla
karşılaşırsak bizim ayaklarımızı kaydırma.” diyerek
mukabele ediyorlardı. Onlar, günlerce muhasaranın demir pençesinde
kıvrandıkları hâlde dimdik ayakta kalmasını bilmiş ve nihayet
farklı şekilde tecelli eden sekine ve ilahi inayet ile düşmanı
püskürtmüşlerdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder