13 Ocak 2013 Pazar

Bakara-129


رَبَّنَا وَابْعَثْ فِيهِمْ رَسُولاً مِّنْهُمْ يَتْلُو عَلَيْهِمْ آيَاتِكَ وَيُعَلِّمُهُمُ الْكِتَابَ 
وَالْحِكْمَةَ وَيُزَكِّيهِمْ إِنَّكَ أَنتَ العَزِيزُ الحَكِيمُ


Rabbenâ veb’as fîhim resûlen minhum yetlû aleyhim âyâtike ve yuallimuhumul kitâbe velhikmete ve yuzekkîhim inneke entel azîzul hakîm.

      Rabbimiz! İçlerinden onlara bir peygamber gönder; onlara âyetlerini okusun, kitabı ve hikmeti öğretsin ve onları her kötülükten arındırsın. Şüphesiz, sen mutlak güç sahibisin, hüküm ve hikmet sahibisin.


Ben İbrahim’in duâsı ve Hz. İsa’'nın muştusuyum
Bir gün ashabdan biri Allah Râsûlü’ne: “Ya Resûlallah biraz kendinizden bahseder misiniz?” der. Cevabının bir kısmında, Allah Resûlü şöyle buyurur: “Ene da’vetü İbrahîme ve büşrâ Îsâ/Ben İbrahim'’in duâsı ve Hz. İsa'’nın muştusuyum.” (Kenzü’l- Ummal, 11/384)
Kur’ân-ı Kerîm iki ayrı âyetiyle bu hususa temas eder.
1) Hz. İbrahim (as) şöyle duâ etmiştir:
“Rabbimiz! Onlara kendi içlerinden, Sen’in âyetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir elçi gönder. Yegane Azîz ve Hakîm Sen’sin.” (Bakara, 2/129)
2) Hz. İsa’nın (as) müjdesi:
“Hatırla ki, Meryem oğlu İsa, ‘Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın benden evvelki Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak (geldim)’ demişti. Fakat o, kendilerine apaçık deliller getirince ‘Bu, âşikâr bir büyüdür’ dediler.” (Saf, 61/6)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder